Etiketler
Bakış Açısı, Berberi, Farklı Görüşler, Fotoğraf, Moda, Sanat, Stilist
Mario Testino, gördüklerine hayran olduğum fotoğraf sanatçılarından biri. Yukarıdaki eserini Instagram’da gördüğümde de diğer paylaşımlara ilerlemem mümkün olamadı. Büyülenmişcesine kaldım uzun süre. Ekranı kaydırıp kaydırıp geri döndüm, yine bu Faslı beye bakmak istedim. Sonra aklıma düştü: Nedir beni bu resme hayran bırakan? Görmek istediğim neyi sunarak beni karşısına kilitliyor? Pozu mu? Sahip olduğunu düşündüğüm görüşleri mi? Kendi yüklediğim fikirleri mi? Mario’da uyandırdığı hayranlığa hayranlığım mı? Sanatçıyı kıskanmam mı? Gözleri mi? Sürmesi mi? En derin mavinin bakanı sürüklediği maceralar mi? Yoksa dinginlik mi? Suskunluğu mu? Arka planda gördüğümü sandığım vahşet mi? Gizem mi? Kadınları mı? Pırıl pırıl kuzguni düşlediğim saçları mı? Üstünde taşıdığı kumaşın tenime yaşattığı his mi? Oturuşunun bakanda yarattığı olası kişilik mi? Yaşadığını düşündüğüm hayat mı? Oğluna dokunuşu mu? Kültürel edinim arzusu mu? Yoksa korku mu? Giydiği rengi kendi tarihime yakıştırmam mı? Bende hiç olmayanları onda bulmam mı? Yoksa kendimle bağdaştırmam mı? Nedir gördüğümüz bir fotoğrafta bizi kendisine yapıştırıp bırakan?
Anneme sordum bugün. “Gençken olsa farklı, değişik bulduğum için beğenirdim, şimdi ilgimi çekmedi” dedi. Biraz daha sorunca, kıyafetine, özellikle de kafasını sarışındaki tasarımın farklılığına bayıldığını söyledi, kumaşlara fısıldayan annem. Ekranı büyüte büyüte kumaşın kıvrımlarını inceledi, katlara ve izlere baka baka nasıl dikilmiş olabileceğini modellemeye çalıştı. Belli ki ilk baktığında gördüğü kişi, hiç hatırlamak istemediği bir Arap ülkesindenmiş, Kuzey Afrika’dan değil… O zaman, ilgi alanımıza malzeme sunması mıdır bizi hayran bırakan? Hafızamızdaki kötü anılardan, düşünmek istemediğimiz gerçeklerden uzak olması mı?
Mario Testino ne demiş bu fotoğrafın altında? “Bir şey hakkında bilinebilecek her şeyi zaten bildiğimizi düşünürüz çoğu zaman. Fakat sonra nihayet onun gizemini keşfederiz. ‘Alta Moda’ serim için Peru’nun geleneksel kostümlerini belgelemeye başladığımda, insanların sokaklarda bu kostümleri giydiğini pek çok kereler gözlemlemiştim zaten de incelik ve güzelliklerini, çekimlere başlayana kadar tam anlamıyla kavrayamamıştım. Aynı şey Fas’ta da oldu. 2019 yılında, oraya yapacağımız seyahati planlarken bazı arkadaşlar Tuaregleri de projemize dahil etme önerisi getirdi. Indigo boyalı (çivit mavisi) giysilerinin güzelliğini o çekimler esnasında keşfettim. Mavi, Kuzey Afrika’daki bir toplum için çok beklenmedik ve çok özel bir renk. Kumaşın hacmi ve proporsiyonunun yanı sıra olağanüstü renge sahip kıyafetleri, onları çöl ile değil üzerimizdeki gökyüzüyle bir kılıyor. FAS 2019”*
Her deneyim gibi, fotoğrafa duyulan beğeni de yüreğimizden çok kafamızın içinde olan bitenle mi ilintili o zaman? Neyin özel olduğuna inandığımıza, kimin ona layık olduğunu düşünürken bambaşka bir örneğiyle karşılaştığımıza, onlarca yılda oluşan karakterimize yerleştirdiklerimize, bir anlığına da olsa inançlarımızı yıkıp yıkamadığına mı bağlı? Yoksa sadece büyüleyici güzellikteki bir kumaşa yüklediğimiz anlama mı? Sizce nedir bizi baktığımız fotoğrafın içine alan?
Kumaşımız mıdır büyüleyici olan? Görünen gerçeğimiz mi? Görünmeyenimiz mi? Bize bakanın görmeyi umdukları mı? Kendi hikayesindeki eksikleri tamamlayabilmemize duyduğu inanca olan ihtiyacı mı?
*(“Often we think we already know everything there is to know about something, but then you finally discover its magic. When I started documenting the traditional costumes of Peru in my ‘Alta Moda’ series, I had seen people wearing those same costumes on the streets several times. It wasn’t until I started shooting that I more fully comprehended their subtleties and beauty. The same thing happened in Morocco. When planning the trip there back in 2019, a few friends brought up including the Tuaregs in our project. It was whilst shooting that I discovered the beauty of their indigo dyed garments. The colour blue is very special and unexpected for a community of Northern Africa. Their clothes, with the volume and proportions of the fabric as well as the amazing colour, make them one not with the desert but with the sky above. MOROCCO 2019”) (Instagram Official Mario Testino Account @mariotestino)
İlk bakışta evet çivit mavisi ve kumaşın dökümü dikkatimi çekti. Başka birşey bulamadım. Fotoğrafçı gözüyle mükemmel bir portre gördüm.👍😊💕
Teşekkür ederim 🌼❤🐾
Ben o resmr bakıp, hayal gücünü çalıştırıp, bunu kelimelere dökene asıl hayran oldum bu paylaşımda😊🙏💖
Cansın Aydek… ❤🌹 Teşekkür ederim..
Önemli olan bakmak değil görmek gerçekten de, yazının ilk kısmını okurken, sizin kendinize sorduğunuz soruları, ben de fotoğrafa dönüp durdum daha başka bi anlam bulmaya çalıştım, bende ne uyandırıyor diye sorguladım..
Bir okuyucu olarak böyle bir sorgulamaya sebep olabilmenizden çok etkilendim,
Sevgiler 🌿😊
Çok çok teşekkür ederim Aygûn Hanım… Ne güzel, birlikte fotoğraf sergisine gitmiş gibi olmuşuz. Çok mutlu oldum. Kapanmalarımızla başlayan şu sanal müze gezilerinden hoşlanamıyorum nitekim.. Sayenizde böyle bir etkinlik de gerçekleştirilebileceği fikri uyandı beynimde. Sag olun.. 🌼😊
so very true and those flowing volumes of fabric create a breeze that fits with desert survival … lovely post and really appreciate the english explanation! Thank you 🙂
Thank you so much Kate 🌹 That English bit was written by the artist himself. I translated it into Turkish, and tried to show what a great photographer would feel before and while, and after shooting a great photo. What makes a picture great.. What makes us feel that a photo we are looking at is astonishingly stunning.. Love… 😘
great idea to share that!
Bu fotoğrafa ilk bakışta sadece kumaş önemli gelmedi bana . Değişik bir ülkenin, kültüründen küçük bir yansıma veriyor bana yani nasıl giyiniyolarmış? tarzları nasılmış? Bu sebeple ilgimi çekti. Ayrıca sanatsal bir fotoğraf gerçekten👍